Anjiyo (anjiyografi), kalp damarlarının tıkalı olup olmadığını anlamak için uygulanan bir işlemdir. Aynı zamanda tıkanıklığın yeri, yüzdesi, derecesi ve tedavi şekli de belirlenir. Yani anjiyo hem bir tanı yöntemidir hem de tedaviyi belirler. Anjiyo tanı için yapılsa da, işlem sırasında balon ve stent işlemi uygulanabildiği için tedavi yöntemi olarak da kullanılır.
Anjiyoya nasıl karar verilir?
Anjiyo özellikle kalp krizi geçiren (göğüs ağrısı, ağrıyla birlikte soğuk terleme, çarpıntı ve nefes darlığı varsa) hastalara yapılır. Bu hastalarda ilk 3 saatte (özellikle tanı konduktan sonraki ilk bir saat içinde) acilen yapılması gerekir. Bir saatin üzerindeki vakalarda da yine mümkün olan en kısa sürede yapılması önem taşır. Hastanın bu şikayetleri olmasa bile yapılan efor ve sintigrafi gibi testler neticesinde problem tespit edilirse yine anjiyografi gerekir. Ayrıca bazı kalp kapağı hastalıklarında ve ameliyata girecek hastalarda koroner anjiyografi ile kateter işlemi birlikte yapılabilir.
El bileğinden anjiyo nedir?
Kasıktan olan klasik yöntemin yanı sıra el bileğinden de anjiyo yapılır. Vücuttaki tüm damarların tıkalı olup olmadığı anlaşılabilir. Kalpte kapakçıkla ilgili teşhisler yapılabilir. Tıkalı bir damar tespit edildiği zaman işleme devam ederek bu damar açılabilir. Kasık damarından anjiyoda yapılan tüm işlemler el bileğinden anjiyoda da gerçekleştirilebilir.
Anestezi miktarı değişir
El bileğinden ve kasık damarından anjiyo işlemleri süre olarak aynı olsa da hasta konforu ve güvenliği açısından farklılıkları bulunur. Kasıktan yapılan, hasta açısından daha zahmetli kabul edilir. Kasıktan anjiyoda daha fazla anestezi kullanılır, daha kalın iğnelerle damara girilir ve daha derin tabakadaki damara ulaşmak gerekir. İşlem süresi aynı olmasına rağmen kasıktan anjiyo sonrası hastanın kalkıp yürümesi mümkün olmaz. Hasta yatağına sedye ile taşınır ve 5-6 saat boyunca kum torbalarıyla birlikte sabit bir pozisyonda yatar.
Komplikasyon oranı farklı
Kasık damarından anjiyolarda komplikasyonlar biraz daha fazladır. Özellikle kanama, şişme, cilt altında kan birikimi, ağrı, işlem sonrasında damar hasarı denilen damar yaralanması daha fazla görülür. Bunların yanı sıra hasta kasık bölgesinde ciddi bir ağrı hissettiği için ertesi gün yürümekte zorluk çekebilir.
Cildin hemen altından yapılır
El bileğinden anjiyoda girilecek damar, cildin hemen altında yer alır. Kasıktan girilen damar cilt yüzeyinden 5 cm daha derinde bulunur. Arada çok fazla doku bulunur. Öte yandan kasıktan girilen damar diğerine göre daha kalın olur. İçindeki basınç da çok daha fazla olduğu için, bu damarı kontrol etmek daha zordur. El bileği ise özellikle dirsek altından sonra iki kanaldan beslenir. Bunlar radial ve ulnar arterdir. Elin beslenmesi çift damardan olduğu için birinde oluşabilecek sıkıntı ciddi problemlere neden olmaz. Diğer damar bu işi üstlenir.
El bileğinden anjiyo nasıl yapılır?
Kasıktan anjiyodaki gibi el bileği öncesindeki hazırlıklar aynıdır. Hastanın 3-4 saat aç kalması gerekir. Kardiyak ilaçları varsa, alınması önerilir. El bileğinden anjiyoda genel anestezi değil, lokal anestezi uygulanır. Gerektiğinde kişinin rahatlaması için işlem öncesi hafif sedatif ilaçlar kullanılabilir. Hastanın bileği uygun pozisyonda hazırlanır. Az dozda anestezik bir madde ile iğnenin giriş yeri uyuşturulur. Küçük bir iğne ile hastanın bilek damarına girilir. Kol için özel üretilmiş sheath’in (kısa bir borucuk) içine yerleştirilir. Bundan sonraki işlem kasıktaki ile aynı olur ve benzer kateterler kullanılır. Hastanın kalp içinde sağ ve sol koroner damarlar görüntülenebilir. Kateterlerin içerisinden opak madde verilmesiyle damarlar görünür hale gelir. Bazen sadece kol için üretilmiş tek kateterle de işlem kısa sürede tamamlanır. Kasıktan anjiyoda ise üç tane kateter kullanılır. İşlemin ardından sheath çekilir. Hasta 1-2 saat gözetim altında tutulur. Ek bir problem çıkmayan hastalar bu sürenin sonunda taburcu edilir.
El bileğinden anjiyo kimlere uygulanamaz?
El bileği damarı ince olan veya bu damarı olmayan kişilere el bileğinden anjiyo uygulanamaz. Kol damarlarında spazm olabilir. Spazm, özellikle diyabet hastalarında, minyon tipli insanlarda, daha önce panik atak geçirenlerde, psikolojik olarak hassas kişilerde ve genellikle kadınlarda görülür. Mutlaka işlem öncesi bilgi verilip hastanın rahatlatılması gerekir. Ayrıca mutlaka Allen testi ile her iki damarın (radyal ve ulnar arter) açık olup olmadığını test etmek önem taşır. Bu test ile her iki damar normal iken hastanın parmaktan oksijen seviyesi ölçülür. Daha sonra biri kapatılır. Bu şartlar altında oksijen seviyesi düşmüyorsa, bu diğer damar çalışıyor anlamına gelir. Oksijen seviyesinin düşmesi ise diğer damarda problem olduğunu gösterir ve işlem yapılamaz.